Jean Paul Sartre Yaşanmayan Zaman Kitap Alıntıları

Jean Paul Sartre'ın varoluşçu felseye öncülük ettiği başyapıt eserlerinden olan Özgürlük Yolları kitap serisinin ikinci kitabı Yaşanmayan Zaman kitabından alıntılar..

 

1- Bu gece, dünyaya inen bütün geceler gibi belli ve tek ola­caktı, tek ve tekrar yaşanması olanaksız bir aşk gecesi, yaşanmış, tüketilmiş, yitmiş bir gece.

2- Günler, ken­dileri için yaşanmıyordu. Bugünler, hep gelecek günlerdi artık, bundan böyle hep ve yalnızca yarınlar olacaktı, hep gelecek günler.

3- Barış oradadır, bütün o geleceklerle örül­müş, onda, Doğa’nın yenilmez inadı vardır, o güneşin ölümsüz gi­diş dönüşüdür, toprağın ürperen hareketsizliğidir, insanın bütün çabasının gerçek anlamıdır.

4- Hiçbir şeyi öğrenmeden, barışı da beraberinde götür­müştü. Barışı, bütün barışları, dünyanın ve insanlığın barışını, o el sürülmez, dokunulmaz, erişilmez şeyi.

5- Mathieu kendini hâlâ alçakgönüllü, sıra­dan biri gibi hissediyor, önemli bir adam olmayı canı çekmiyordu.

Jean Paul Sartre Yaşanmayan Zaman Kitap Alıntıları

 

6- Bir ka­dın elini eline aldığı zaman, bununla barışı da avuçlamış oluyordu.

7- Sahte bir gelecekti bu, yalandan ibaretti.

8- Bende kendimin olan bir şey yok artık, hatta geçmişim bile.

9- “Ben kötü değilim,” dedi Gomez. Sarah ona bakmadan, “Kötüsün,” dedi. “Kötüsün, benim za­vallı Gomez’ciğim, çok kötüsün. Ve suçunu affettirecek özrün de yok: Ötekiler mutsuz hiç olmazsa. Sen kötüsün ve mutlusun.”

10- Şimdiden benliği onun üstündeydi, iniyor, inerken yukarı, yüzeye çıkmakta olan bö­lük pörçük sözcüklere, Korku’ya, İsyan’a rastlıyor ve gene iniyor, derinliklere gömülüyordu. Saydam göğe yükselen bir isyan; bunu, biçimden, sözcüklerden kopmuş, çıplak düşünüyor, sözcük geliyor ve karanlık, iğrenç bir ağız gibi açılıyor.

11- İnsanlık, yalnızca ken­di kendisiyle dopdoludur, kimsenin yokluğunu duymaz, kimseyi beklemiyor. O hiçbir yere gitmemekte, hiçbir hedefe varmamakta devam edecektir gene, aynı insanlar aynı sorularla kafa patlatmak­ta ve aynı hayatları hiçbir hedefe götürmeden yitirmekte devam edeceklerdir.

12- Su­samamıştı, sıcağı duymuyordu, yorgun değildi. Bedeni kendinden dışarıda, altındaydı, adsız, sahipsiz ve yumuşak; renkler ve sesler, güneşin pırıltısı, kokular bedeninde gömülüp yok olmaya geliyor­du; bütün bunlar onu ilgilendirmiyordu artık; “Bir hastalık da böy­le başlar,” diye düşündü.

13- Oynamış ve kaybetmişti, yaşamı mahvedilmiş, yıkılmış, ardındaydı işte. Hiçbir şey bırakmı­yorum ardımda, hiçbir şeyimin hasreti yok içimde, kimseyi özlemi­yorum

14- Ölü bir sokaktı bu, gölgeler sokağı boğmuş, öldürmüştü; uzaktan uzağa bir fenerin ışığı. İki yanı adsız, sahip­ siz dev mezarlarla çevrili, yokluğa giden bir sokak.             

Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski